2 Nisan 2015 Perşembe

Ekonomik büyüme tekliyor

Uzun süredir bu köşede sık sık ekonomik büyümenin parlak olmayan hali pür melali üzerine yazıyorum. Son üç yıldır Türkiye ekonomisi düşük büyüme rejimine hapis oldu.
Salı günü açıklanan 2014 son üç ayın ve tüm yılın GSYH rakamları düşen büyümeyi bir kez daha teyit etti. Üçüncü çeyrekten dördüncü çeyreğe GSYH yüzde 0,7 arttı. Böylece 2014 büyüme oranı yüzde 2,9 olarak kesinleşti. Zaten yüzde 3 civarında bekleniyordu. Ancak ayrıntılar son üç yılda ortalama yüzde 3 büyüyen Türkiye ekonomisinin bu yıl daha da düşük bir büyüme ile karşılaşabileceğini gösteriyor.
Geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,7’lik büyüme oranı aslında beklenenden daha yüksek geldi. Ancak alt kalemler bu büyümenin çok büyük ölçüde stok artışından kaynaklandığını gösteriyor. Bu şu demek: Talep firmaların beklediğinden daha düşük gerçekleşti. Diğer ifadeyle firmalar ürettiler ama planladıkları kadar satamadılar. Fazla üretim stokları şişirdi. Son çeyrekte özel tüketim artışı yüzde 1,4 olurken özel yatırımlarda yüzde 0,2’lik bir azalma oldu. Kamu harcamaları ise yüzde 0,7 arttı. Kabaca iç talepte bir puanlık bir artış oldu. Buna karışlık ihracatın yüzde 1,6 oranında gerilemesi ithalatın ise yüzde 9 artarak adeta patlama yapması ile net ihracatın büyümeye katkısı büyük ölçüde negatif oldu. Yüzde 0,7’lik büyüme 2,5 puanlık katkı yapan stok artışı ile gerçekleşti.
Bu ayrıntıları veriyorum çünkü bu yılın ilk aylarında ortaya çıkan gelişmeler geçen yılın son çeyreğine kıyasla daha tatsız görünüyor. Bir kere tüketici güveninde gözlemlenen büyük gerileme özel tüketimin büyümeye daha az katkı yapacağının işareti. Yatırımlarda ise son derece zayıf seyir devam ediyor. İhracattaki düşüşü büyüme ile aynı gün açıklanan şubat rakamları teyit etti. Geçen yılın ilk iki ayına kıyasla toplam ihracat yüzde 11 geriledi. Önceki yazımda ihracatın sorunları üzerinde durmuştum. Kısaca hatırlatmak gerekirse, Rusya ve Ukrayna’da ekonomi küçülüyor. İç savaşlar Ortadoğu’ya, özellikle düne kadar ikinci ihracat pazarımız olan Irak’a, ihracatımızı azaltıyor. AB’ye yönelik artışı ise (Dolar cinsinden) Euro’nun dolar karşısındaki büyük değer kaybı törpülüyor. Bu olumsuzluklara bu yılın ilk aylarında firmaların aşırı stokları azaltmak için üretimi kısma ihtimalleri eklenebilir.
Bu göstergeler ışığında 2015’in ilk üç ayında GSYH artışı geçen çeyreğe kıyasla çok zayıf kalacak gibi görünüyor. Bu öngörü altında yıllık büyüme sıfır civarında çıkıyor. Hükümet sözcülerinin dillendirdiği ilk çeyrekte yüzde 1,5 büyüme bana fazla iyimser geliyor. Yanılsam bile hükümet de büyümenin yüzde 3’lük ortalamanın altına inmekte olduğunun farkında.

Sonuçta iktidar partisi ikinci kez olumsuz ekonomik koşullarda bir seçime giriyor. İlki Mart 2009 yerel seçimlerinde ekonomik kriz dip noktasını gördüğünde gerçekleşmişti. Şimdi unutuldu ama ben hatırlatayım: Bu seçimlerde AKP’nin oyu yüzde 38 küsura gerilemişti. Bu kez ekonomik koşullar 2009 yılının ilk aylarındaki kadar olumsuz değil. Büyüme çok düşük ama pozitif. İşsizlikte artış var ama düzey nispeten düşük. 2009’un ilk çeyreğinde işsizlik oranı yüzde 14’ü aşmış (günümüzde yüzde 10,4) GSYH ise yıllık olarak yüzde 15 azalmıştı. Yine de düşen büyümenin iktidar partisinin oy oranını Haziran 2011 seçimlerine kıyasla azaltma ihtimali yüksek. Bu olasılığa karşı koymak için önce bizzat cumhurbaşkanının bastırmasıyla faizlerde büyük çaplı indirimle bir çare bulabileceği düşünüldü. Bunun iyi bir çare olmadığı geç de olsa anlaşıldı. Şimdi “kapsamlı” bir teşvik paketinin bugün yarın açıklanması bekleniyor. Açıklama gelirse gelecek pazartesi tartışırız.
(Zaman, Nisan 2015)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder